İLETİŞİM VE MARKA UZMANI HATİCE KUMALAR;
‘‘MARKALAŞMAYI MİLLİ SORUMLULUK HALİNE GETİRMELİYİZ!’’
Günümüzde markaların hayatımızdaki önemi yadsınamaz bir gerçek. Rekabetçi ortamın ve ürünü sunan firmaların artması sonucu markalaşmanın sınırı da yerelden global ölçeğine yükseldi. İletişim ve Marka Uzmanı Hatice Kumalar, markalaşmanın sadece patent alma ve logo oluşturmadan ibaret olmadığını vurgulayarak, ‘‘Markalaşmak ülke ekonomisi için de hayati önem arz etmektedir.’’ dedi.
Marka, markalaşma gibi kavramlar son zamanlarda çok fazla duyduğumuz kavramlar arasında yer almaktadır. Markalaşma sürecinin firmalar için önemli olmasının en temel nedeni markaların tüketicilerin satın alma kararını doğrudan etkilemesi olduğunun altını çizen İletişim ve Marka Uzmanı Hatice Kumalar, ‘‘Ülkemizin özellikle değer yaratma açısından en önemli sorunlarından bir tanesi markalaşma faaliyetlerinin genel bir anlayış hâline dönüşmemesi. Bunun önemli nedenlerinden biriyse ülkemizdeki işletmelerin marka olmayı ve markalaşmayı, patent alma ve logo oluşturmadan ibaret olduğunu düşünmeleri.’’ dedi.
MARKANIN DEĞİL ÜLKENİN REKLAMI
Markalar açısından sürdürülebilir politikaları benimsemenin günümüzün şart koşulu olduğunu savunan Hatice Kumalar şu ifadeleri kullandı:
‘‘Uluslararası faaliyetlerini arttıran firmalar da yabancı pazarlarda da başarılı olabilmek adına marka çalışmaları yürütmek, daha da ötesinde küresel rekabete dahil olarak, küresel marka olma çabası işine girmektedirler. Küresel dünyada isimlerini hafızalarımıza kazımış firmalar, sadece kendi markalarını değil çıkış noktaları olan ülkelerini de dünya çapında reklamını yapmaktadırlar.’’
Tüketiciler genellikle markalar tarafından sağlanan güvenlik, huzur, barış, farklılık, değer ve duygusal beklentiler gibi pek çok nedenden dolayı markalı ürün satın almayı seçme eğiliminde olduğunu belirten Kumalar, ‘‘Ülkeler arasındaki rekabetin sebebinin küreselleşmiş piyasa ortamından kaynaklanması nedeniyle ülkeler benzer şekilde, tüketicileri ürünler seçmeye teşvik edebilen, ülkelerinde yatırım yapacak ya da uluslararası turistleri cezbedecek kadar güçlü bir ulus markası yaratmayı hedeflemektedir.’’ dedi.
‘’SORUNUN DEĞİL, ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMALIYIZ’’
Sorunun değil, çözümün parçası olmak için; toplumun içinde bulunduğu durumu görmezden gelmemek, marka itibarı için önemli bir hale geldi. Marka inşası ve iletişimi stratejilerini belirleyip, bunlara göre aksiyon planlarını oluşturmalıyız diyen Kumalar, ‘‘Sosyal sorumluluk projelerinin marka algısı ile ilişkisini ele alarak, tüm kurumların kurumsal vatandaş rolünü hatırlayıp içinde bulunduğu toplumda düzeltilmesi, iyileştirilmesi ve farkındalık oluşturulması gereken konularda bir alanı sahiplenmesi gerekiyor. Ülkece markalaşmak için araştırma-geliştirme faaliyetlerine önem verip, farklılaşmış, benzersiz ve yeni ürünler geliştirmek için planlar oluşturmalıyız.” dedi